Türk Denizciliğinde Kadının Yeri

Uzun yıllardır erkeklerin domine ettiği denizcilik sektörü son 20 yıldır kadınların mücadelesine sahne oluyor. Yıllar önce denizcilik okullarının kadın öğrencilere açılmasıyla başlayan bu süreç günümüzde kadın kaptanlar, kadın çarkçılar ve hatta kadın kılavuz kaptanlar görmemiz ile devam ediyor. Bu yazıda kadının günden güne denizcilik sektöründe ilerleyişini anlatacağım.

Denizci kadın dediğimde benim aklıma kadın zabitler, kaptanlar ve çarkçılar geliyor. Denizcilik işletmeleri yönetimi, su ürünleri ve liman işletmeciliği gibi alanlarda kadın eğitimi ve istihdamı her zaman daha az tartışmalı olmuştur. Ancak gece gündüz durmadan çalışılan, karadan uzak, yaşam koşullarının ağır olduğu bu sektörde kadının neden kabul edilmekte zorlandığını anlayabiliyorum. 1884’te Heybeliada’daki Kaptan Mektebinden 1991 yılındaki İstanbul Üniversitesi’ne kadar hiçbir denizcilik fakültesi kadın öğrenci kabul etmemiştir. Kadınlarımızda sektördeki erkek baskısından kaynaklanan motivasyon eksikliği kadın eğitimine başlanan ilk yıllardaki düşük öğrenci sayısı ile görülebilir.

Kadın Denizciler

Kadınların denizcilikte yer almaması sadece Türkiye’ye değil dünyaya özgü bir problemdir ve bu problemin çözümü için ilk adımları Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) atmıştır. 1989 yılında başlatılan Kadın Geliştirme Programı, bunu takip eden STCW düzenlemeleri ve Dünya Denizcilik Üniversitesi gibi kurumların cinsiyet eşitliğine dayalı eğitim sistemleri ile kadın denizciler eğitilmeye ve istihdam edilmeye başlanmıştır.

Türkiye’de İstanbul Üniversitesi Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği 1991 yılında ilk kadın öğrencilerini almış, bu hareketi 1992’de Deniz Harp Okulu izleyerek kadın denizci subay yetiştirmeye başlamıştır. Ancak bu yıllarda en köklü denizcilik okulu olan İstanbul Teknik Üniversitesi öğrenci alımlarında erkek olma koşulunu sürdürüyordu.

Kadın Denizciler

Bu bakış açısını kıran okullardan biri ise 1995 yılında eğitime başlayıp, 1997 yılında kadın öğrenci kabul etmeye başlayan Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi olmuştur. Osmanlı’nın Kaptan Mektebi’ne dayanan geçmişiyle İstanbul Teknik Üniversitesinin 1999 yılında kadın öğrenci kabul etmesi eminim ki kadınların denizcilik sektöründe yeri olduğuna dair çok önemli bir adım olmuştur. Aynı yılda Yakın Doğu Üniversitesi kadın denizci kabul etmiş ve bu adımı 2001 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi izlemiştir.

Eğitim ve çalışma sürecindeki erkek yoğunluğundan ötürü kadınlara pozitif ayrımcılık tanınmasının yararlı olacağı düşünülmüş ve 2000-2006 yılları arasında İTÜ ve KTÜ kontenjanlarının %20’si kadınlara ayrılmıştır. Özel kontenjan ayrılması kadınları denizcilik eğitimi almaya teşvik etmiş ve bu kural kaldırıldıktan sonra da denizciliğe ilgileri devam etmiştir.

Bu ilginin devam etmesindeki en büyük etkenin, çalışma koşullarının Türkiye’nin 2003 yılında SOLAS’ı uygulamaya alması ve Uluslararası Çalışma Örügütü’nün (ILO) deniz yaşamı üzerine IMO ile birlikte gerçekleştirdiği düzenlemeler ile iyileşmesi olduğuna inanıyorum. Gemilerde günden güne daha az insan gücüne ihtiyaç duyulması, gemilerin güvenli bir yaşam alanı haline getirilme çabası ve risklerin azalması kadınlar başta olmak üzere tüm öğrencileri bu bölümü tercih etmeye teşvik eden gelişmeler oldu.

2014 verilerine göre 234 kadın kaptan bulunan ülkemizde, üzerinden geçen 7 senede kadın kaptan sayısının ve lisans eğitimi alan kadın deniz ulaştırma işletme mühendisliği/gemi makineleri işletme mühendisliği öğrencilerinin arttığını biliyoruz.

Ayrıca ilk kadın uzakyol kaptanımızın 2003 yılında ehliyetini aldığını, ilk kadın uzakyol başmühendismizin 2011 yılında ehliyetini aldığını belirtmek istiyorum. İlk kadın deniz trafik operatörümüz 2007 yılında, ilk kadın akademisyenimiz 2009 yılında ve ilk kadın kılavuz kaptan 2013 yılında göreve başlamış. 2014 yılı verilerine göre DUİM ve GMİM mezunlarının %5’i kadın.

İstatisiklerden sonra kendi fikirlerime geçecek olursam,

Eğitimde ve gemide kadın istihdamına karşı herhangi bir engel göremiyorum. 2014 yılından beri aynı sıraları paylaştığım tüm kadın denizci arkadaşlarım bu bölümü severek, isteyerek okumaya ve hatta çalışmaya devam ediyorlar. Günümüz teknolojisi gemilerde minimum insan gücünü, maksimum otomasyonu ve eskiye nazaran konforlu bir yaşamı mümkün kıldığından hem kadınların hem de mesleği uygulama konusunda çekinceleri bulunan erkeklerin bu gelişmeler ile motivasyon bulduğuna inanıyorum.

Dünya Kadınlar Gününde denizcilik sektöründe kadın eğitimine değinmek istedim. Umarım bu sayılar günden güne artar ve kadın denizci olmanın herkes tarafından normal karşılandığı, ayrımcılığın tam olarak bittiği bir sektöre ulaşırız. Bu konuda kadın meslektaşlarımız kadar erkek meslektaşlarımıza da görevler düştüğü unutulmamalı.

Dünya Emekçi Kadınlar Gününü saygıyla anıyorum.

Yazıda faydalandığım makaleyi indirerek konu hakkında çok daha detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

WordPress.com ile Oluşturulan Web Sitesi.

Yukarı ↑

%d blogcu bunu beğendi: